Facebook Instagram Twitter LinkedIn

Bizi Takip edin:

Basın Açıklamaları

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), üyelerinin depolara ilaç sevkiyatını aksatmadan devam ettirdiğini açıkladı.

                                                                                         İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), üyelerinin depolara ilaç sevkiyatını aksatmadan devam ettirdiğini açıkladı.   Son dönemde basın yayın organlarında bazı ilaç firmalarının, ilaç fiyatlarında önümüzdeki dönemde meydana gelecek artış nedeniyle, bir kısım ilaçları piyasaya vermedikleri yönünde çıkan haberler sonrasında, İEİS olarak bu açıklamayı yapma gereği duymuş bulunmaktayız.   Yarım asrı aşkın bir süredir Türkiye ilaç endüstrisinin gelişiminin sağlanması için çalışan bir kuruluş olarak; ulusal ve çokuluslu firmalardan oluşan 51 üyeyi temsil etmekteyiz. Üyelerimiz, ilacın toplum sağlığı için önemini bilmekte ve bu sorumlulukla hareket etmektedir. Bu çerçevede, İEİS bünyesindeki üyelerimizin depolara ilaç sevkiyatına her zamanki gibi devam ettiğini büyük bir açıklıkla ifade etmek isteriz. Toplum sağlığını merkeze almayan, sorumluluktan uzak hiçbir piyasa davranışını kabul etmeyeceğimiz gibi, görmezden de gelemeyiz. İEİS olarak, vizyon ve misyonumuz doğrultusunda, sektörümüzün itibarı ve geleceğini etkileyen bu ve benzeri her türlü iddiayı yakından takip ettiğimizi kamuoyuna saygıyla bildiririz.    

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi ile işbirliği protokolü imzaladı

                                                                                                                      Türkiye ilaç endüstrisinin köklü ve öncü kuruluşu İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ile saygın ve köklü eğitim kurumlarından Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi arasında eğitim alanında işbirliği protokolü imzalandı. Protokolle, ilaç endüstrisinin gereksinimlerine uygun donanımda eczacı yetiştirmek ve eczacıların istihdam olanaklarını artırmak hedefleniyor. İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut: “İlaç endüstrisi olarak üniversite işbirliklerine çok inanıyoruz ve bu ilişkiyi geliştirmek için çok yönlü çalışmalar yapıyoruz” dedi. İEİS olarak endüstri-sanayi işbirliklerine büyük önem verdiklerini ifade eden Barut “Endüstrimizin geleceğine yatırım yapan işbirliklerini sürdürüyoruz. Geçtiğimiz yıllarda farklı üniversitelerle işbirliği protokolleri imzaladık. Bunlara Ankara Üniversitesinin de eklenmiş olmasından mutluluk duyuyoruz. Söz konusu protokolle üniversite ve sanayi arasındaki bağın daha da kuvvetleneceğine inanıyoruz” dedi. İEİS’in hedefinin, üretim alanında sağlanacak atılımla, endüstrinin küresel bir üretim merkezi olması, ithal ilaçların yurtiçinde üretiminin sağlanması, Ar-Ge alanında ise, yetkinliğin artırılarak özellikle biyoteknolojide, daha yüksek katma değerli ürünler geliştirilmesi olduğunu belirten Barut “Bu çerçevede, üretim ve Ar-Ge alanında çalışacak nitelikli personel açığımız bulunuyor. Endüstri olarak bu alanlarda daha fazla sayıda uzman yetiştirmeye önem veriyoruz. İlaç sektöründe kariyer yapmayı hedefleyen yetenekli ve istekli gençlerimizi cesaretlendirmek ve destek olmak; kamu, üniversite ve sanayinin ortak sorumluluğu. Tüm taraflar artık bu konuda çok daha hassas ve bilinçli” dedi. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Gülbin Özçelikay: “Hedefimiz sanayiye nitelikli işgücü, öğrencilerimize iş imkanı sağlamak ” dedi Özçelikay, Türkiye’nin en köklü ve saygın eczacılık fakültelerinden birisi olarak öğrencilerinin aldıkları eğitimin daha ileriye taşınması, ülkenin ve sanayinin ihtiyaçları yönünde kurgulanması için çalışmalar yaptıklarını belirtti. Özçelikay, “Öğrencilerimizin ilaç sanayinin ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü karşılayacak eğitimi alması hem gençlerimizin iş olanaklarını artıracak hem de sanayiye katma değer olarak dönecektir” dedi. Öğrencilerin endüstriyel eczacılığı deneyimlemelerinin önemine de değinen Özçelikay, şöyle devam etti: “Öğrencilerin okulda öğrendikleri teorik bilgiyi sanayide yapacakları stajla pekiştirmeleri ve uygulamada karşılaştıkları sorunlara çözüm üreterek deneyim kazanmaları açısından da bu işbirliği büyük fayda sağlayacaktır”.

‘İlaçta Ar-Ge Teşvikleri’ toplantısı istanbul’da gerçekleşti

                                                                             Nezih Barut: “İlaç endüstrisi, sanayi dönüşümünde kilit rol üstlenmiş durumda” İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) ve T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliğiyle  İstanbul’da ‘İlaçta Ar-Ge Teşvikleri’ toplantısı gerçekleştirildi. İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. İlker Murat Ar ve İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz’ün konuşma yaptığı toplantıda sektör yetkilileri bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Nezih Barut, ilaç sektörünün ülke ekonomisi için vazgeçilmez olan sanayi dönüşümüne destek veren sektörlerin başında geldiğine vurgu yaptı. Gerekli koşullar oluştuğu takdirde, Türkiye’nin küresel bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelmesi için önünde bir engel olmadığının altını çizen Nezih Barut, “Devletimizin de desteğiyle, Ar-Ge yetkinliğimizi artırarak özellikle biyoteknoloji alanında daha yüksek katma değerli ürünler üreterek bu hedefe ulaşmak için yoğun şekilde çalışıyoruz.” dedi. Sektörün gelişimi için Ar-Ge’nin önemine dikkat çeken Barut, 2010 yılında Türkiye ilaç endüstrisinde 4 olan Ar-Ge merkezi sayısının 2016 itibarıyla 15’e yükseldiğini belirtti. Nezih Barut: “Biyoteknoloji, dış ticaret açığını azaltarak ülke ekonomisine de kayda değer bir katkı sağlayacak” Türkiye ilaç sektörünün, ileri teknolojiye dayanan bir endüstri olduğunu belirten Barut: “Endüstri olarak bilimi, teknolojiyi, yenilikleri yakından takip etmek, kazandığımızı tekrar endüstriye yatırmak zorundayız. Bu nedenle şirketlerimizin desteklenmesi, iç pazarda bazı avantajlar sunulması, esneklikler kazandırılması son derece önemli. Ar-Ge ve yatırım teşviklerimizi kurgularken mutlaka dünyada bu alanda yarıştığımız rakiplerimizin neler yaptığını da incelememiz gerekiyor. Bu alanda fark yaratmış ülkelerde, ilaç sektörüne sadece vergisel teşvik değil, doğrudan maddi katkı olarak teşvik verildiğini görüyoruz” dedi. Yaptığı konuşmada biyoteknolojik ilaç konusuna da değinen Barut: “Biyoteknolojik ilaçların ülkemizde geliştirilmesi ve üretilmesi sadece hastaların bu ilaçlara erişimini artırmayacak aynı zamanda dış ticaret açığını azaltarak ülke ekonomisine de kayda değer bir katkı sağlayacak. Kamu, biz sanayicileri, biyoteknoloji alanında yerli üretim yapmamız için daha fazla desteklemeli. ” dedi. Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. İlker Murat Ar: “Teknolojiye yatırım, geleceğe yatırımdır” Toplantıda yaptığı sunumda 5746 sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun’un uygulanmasına ve denetimine ilişkin konulara değinen Doç. Dr. İlker Murat Ar ise teknolojiye yatırımın geleceğe yatırım olduğunun altını çizdi. Ar, Ar-Ge ve tasarım faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla hayata geçirilen ilgili kanunun teknolojik bilgi üretilmesini, üründe ve üretim süreçlerinde yenilik yapılmasını, ürün kalitesi ve standardının yükseltilmesini, teknolojik bilginin ticarileştirilmesini ve Ar-Ge personeli ve nitelikli işgücü istihdamının artırılmasını sağlamak ve teşvik etmek amacını taşıdığını belirtti. Toplantıda İlaçta Ar-Ge Mevzuatına İlişkin Görüşler ve Öneriler adlı bir sunum yapan İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz; Türkiye’de sanayi politikaları genelinde ve ilaç sanayi özelinde oluşturulan kamu belgelerinde Ar-Ge faaliyetlerinin geliştirilmesine özel önem atfedildiğini belirterek, “Türkiye ilaç endüstrisinin gelişimi ve rekabetçiliği için hem mevcut teşviklerin etkinliğinin artırılması hem de farklı teşvik mekanizmaları kurgulanması yerinde olacaktır” dedi.    

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’ndan biyoteknolojik ilaç kitapçığı

Türkiye ilaç endüstrisinin köklü ve önde gelen kuruluşu olan İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), biyoteknolojik ilaçların önemine ve bu alandaki gelişmelere dikkat çekmek amacıyla Biyoteknolojik İlaç Kitapçığı hazırladı. Kitapçıkta, Türkiye’de biyoteknolojik ilaçlara ilişkin düzenlemeler ve temel konular ele alındı. Ayrıca, Avrupa’nın eşdeğer ve biyobenzer ilaçlar konusunda önde gelen çatı kuruluşu olan Medicines for Europe tarafından biyobenzer ilaçlara yönelik hazırlanan kısa tanıtım filmi, girişimlerimiz sonucunda birçok Avrupa dilinin yanı sıra, Türkçe alt yazıyla da yayınlandı. İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut: “Biyoteknolojik ilaçlar insan sağlığı alanında çığır açıyor” Konuyla ilgili açıklama yapan İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut: “Bugünkü koşullarda bilinen yaklaşık 30 bin hastalıktan ancak 10 bininin tedavisi yapılabiliyor. Aralarında kanser, alzheimer, kalp hastalıkları ve diyabeti de içeren 200 hastalığın tedavisi için geliştirilen ilaçların büyük bir kısmını biyoteknolojik ilaçlar oluşturuyor” dedi. Dünya ilaç pazarında biyoteknolojik ilaçların kullanım oranı %20’lere ulaşmış durumda. Türkiye ilaç pazarında, 183 referans biyoteknolojik, 38 biyobenzer ilaç bulunuyor. Biyoteknolojik ilaçların reçeteli ilaçlar içerisindeki payı 2015’te tutar olarak %17. 2014’te 2,13 milyar TL olan pazar, 2015’te %20 büyüyerek 2,57 milyar TL’ye ulaştı. Bu ürünlerin büyük çoğunluğu da ithal ürünler. Dünya ilaç pazarındaki yeri gittikçe artan biyoteknolojik ilaçların, Ar-Ge ve üretimine yönelik gerçekleştirilen çalışmalar Türkiye’de de dikkate değer nitelikte. Tamamen ithalata bağlı bir biyoteknolojik ilaç tedarik modelinin Türkiye için sürdürülebilir olmadığını ifade eden Nezih Barut bu ilaçların yurtiçi üretiminin artmasıyla Türkiye’nin ilaçtan kaynaklanan cari açığının azalacağına dikkat çekti. Bu ilaçların geliştirilmesi ve üretilmesiyle, hastaların bu ilaçlara erişiminin artması, dış ticaret açığının azalması ve teknolojik birikim yaratılması hedefleniyor. Barut: “Bu kapsamda, biyoteknolojik ürünlerin yurtiçinde geliştirilmesini ve üretimini teşvik eden yaklaşımları kamunun stratejik eylem planlarında görmekten büyük memnuniyet duyuyoruz. Firmalarımız bu alanda önemli yatırımlar gerçekleştiriyorlar. Üniversitelerimizde biyoteknoloji alanında yeni birçok girişim bulunuyor. Bizlere düşen endüstrinin ve üniversitenin çabalarını bir araya getirerek, sinerji yaratmak. Bu çerçevede, büyük çaba ve fedakarlıkla yapılan yatırımların hedefine ulaşması için daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.

15 Temmuz Dayanışma Kampanyası için ilaç sektörü bir araya geldi

Türkiye ilaç endüstrisi, 15 Temmuz Dayanışma Kampanyası kapsamında bir araya geldi. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’nın (İEİS) üyeleri kampanyaya 2,25 milyon TL bağışta bulundu. İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası üyelerinden Abdi İbrahim İlaç, Adeka İlaç, Ali Raif İlaç, Berko İlaç, Daiichi-Sankyo İlaç, Dem İlaç, Drogsan İlaçları, EİP Eczacıbaşı İlaç Pazarlama, Farma-tek İlaç, İlko İlaç, Keymen İlaç, Liba Laboratuarları, Orva İlaç, Pharmactive İlaç ve Recordati İlaç, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain saldırılarda hayatını kaybeden şehitlerin ailelerine ve gazilere destek amacıyla, Başbakanlık tarafından başlatılan kampanyaya 2,25 milyon TL bağışta bulundu. İEİS Başkanı Nezih Barut, “Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletin iradesine karşı gerçekleştirilen bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz. 15 Temmuz gecesi canları pahasına demokrasimize sahip çıkmış şehit ve gazilerimize çok şey borçluyuz. Şehitlerimizin geride kalan acılı ailelerine karşı olan sorumluluğumuz şüphesiz çok büyük. Başbakanlığımız tarafından başlatılan ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen kampanyaya, İEİS üyesi firmalar olarak 2,25 milyon TL bağışta bulunduk. İlaç endüstrisi olarak böylesine anlamlı bir kampanyanın parçası olmaktan onur duyuyoruz” dedi. 

Türkiye ilaç endüstrisi’nin Ar-Ge, üretim ve ihracattaki ilerlemesi devam ediyor

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Türkiye ilaç sektörü 2015 raporu’nu yayınladı:Türkiye ilaç endüstrisi’nin Ar-Ge, üretim ve ihracattaki ilerlemesi devam ediyor İEİS, ilaç endüstrisinin 2015 yılı sektör verilerini ve analizlerini içeren “Türkiye İlaç Sektörü 2015 Raporu”nu yayınladı. Rapordaki bulgulara göre, ilaç endüstrisi; Ar-Ge, üretim ve ihracat alanlarında önemli atılımlar yapıyor. Endüstri, Ar-Ge yetkinliğini artırmayı ve özellikle biyoteknoloji alanında daha yüksek katma değerli ürünler üreterek, küresel bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelmeyi hedefliyor. İlaç firmaları, sadece kendi sektörlerindeki gelişimi sürekli kılmak adına değil, sektörün Türkiye ekonomisi için sahip olduğu potansiyeli de dikkate alarak, büyük bir motivasyonla yollarına devam ediyor. Türkiye ilaç endüstrisinin Ar-Ge konusundaki heves ve çabası gittikçe artıyor İlaç endüstrisinde Ar-Ge alanında son yıllarda, umut verici gelişmeler kaydedildi. 2010 yılında 4 olan akredite Ar-Ge merkezi sayısı, 15’e yükseldi. 2014 yılında Ar-Ge harcamaları 2010’daki harcamaların 2,5 katına ulaştı. Dünya ilaç pazarındaki yeri gittikçe artan biyoteknolojik ilaçların Türkiye’de de Ar-Ge ve üretimine yönelik çalışmalar başladı. Biyoteknolojik ilaçlar, 2015’te 2,57 milyar TL ile reçeteli ilaç pazarının %17’sini oluşturuyor. Bu ilaçların geliştirilmesi ve üretilmesiyle, hastaların bu ilaçlara erişiminin artması, dış ticaret açığının azalması ve teknolojik birikim yaratılması hedefleniyor. İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, “Kamu otoriteleri tarafından ilaçta Ar-Ge alanında atılan destekleyici adımları memnuniyetle takip ediyoruz. Endüstri, üniversite ve kamu işbirliğiyle ilaçta Ar-Ge alanında bir sıçrama yaşanmasını umut ediyoruz.” dedi. İlaç endüstrisi bölgenin en önemli üreticilerinden birisi olma yolunda ilerliyor Türkiye ilaç endüstrisi, uluslararası standartlardaki 67 ilaç ve 12 hammadde üretim tesisiyle hizmet sunuyor. Son altı yılda sanayi üretim endeksi verileri incelendiğinde, üretimin, imalat sanayinde %43, kimya sektöründe %47 arttığı gözlenirken, ilaç sektöründe bu oranın %61’e ulaştığı görülüyor. Kamunun yurtiçi üretimi destekleyen politikalarıyla üretimin daha da artması bekleniyor. İlaç endüstrisi ihracatta önemli bir ivme yakaladı İlaç ihracatında son altı yılda önemli bir ivme yakalandı. 2009 yılında 470 milyon dolar seviyesinde olan ilaç ihracatı 6 yılda yüzde 96 düzeyinde arttı. 2015’te 160 ülkeye 921 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Aynı dönemde, Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 41 oranında büyüdü. İhracatı, toplam ihracattan iki kat daha fazla büyüme gösteren ilaç endüstrisinin Türkiye ihracatındaki payı, yüzde 0,46’dan yüzde 0,64’e yükseldi. İlaçta dış ticaret açığı, 2015 yılında 3,68 milyar dolar seviyesine geriledi ve ihracatın ithalatı karşılama oranı altı yılda 9 puan artarak %20’ye ulaştı. Tokgöz, “Endüstrimizin kilogram başı ihracat değeri yaklaşık 27 dolar. Türkiye’nin kilogram başına ortalama ihracat değerinin yaklaşık 2 dolar olduğu göz önüne alındığında, sektörümüzün katma değerinin ne kadar yüksek olduğu anlaşılıyor.”dedi. Raporda ilaç pazarına ilişkin öne çıkan bazı bulgular ·         2009’da 13,2 milyar TL olan pazar, 2015’te 16,86 milyar TL oldu. Bu büyüme, bileşik bazda yıllık (CAGR) %4,2 düzeyinde bir artış ifade ederken, üretici fiyatları bazında %16 oranında reel bir gerilemeye işaret ediyor. ·         Pazar, 2009’da 1,49 milyar kutu iken 2015 yılında 1,94 milyarlık hacme ulaştı. Kutu ölçeğinde bileşik bazda yıllık büyüme %4,5. Bu genişleme, artan ve yaşlanan nüfus, ortalama yaşam süresindeki yükselme ve kamu sağlık hizmetlerine ve ilaca erişimdeki artıştan kaynaklanıyor. ·         Eşdeğer ve referans ilaçların pazar payları 6 yıllık dönem içerisinde önemli bir değişiklik göstermedi. ·         Son 6 yılda değerde onkoloji ve kan ürünleri artma eğilimindeyken antibiyotikler ve antiromatizmal ürünler azalma eğilimi gösteriyor. ·         Global bütçe uygulaması kapsamındaki fiyat odaklı politikalar, ilaç sektörünün finansal verilerini olumsuz olarak etkiledi. 2009-2014 arasında ilaç sektörünün faaliyet kârlılığı geriledi, ilaç sektörü imalat sanayi ve kimya sektörünün gerisinde kaldı. Net satışlar reel olarak düştü, varlık yaratma kabiliyeti azaldı. Son dönemde kamu otoritesi tarafından fiyatlandırma ve geri ödeme alanında atılan olumlu adımlar endüstrinin üzerindeki baskıyı azalttı. Endüstri, bu adımların daha ileri taşınmasını bekliyor.            

'Son dönemde yapılan kamu düzenlemelerinin ilaç endüstrimizi dünyada daha güçlü bir noktaya taşıyacağına inanıyoruz.'

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS)Başkanı Nezih Barut,son dönemde yapılan kamu düzenlemelerinin ilaç endüstrimizi dünyada daha güçlü bir noktaya taşıyacağına inandıklarını belirtti. Sahip olduğu yüksek teknoloji ve ihracat potansiyeli ile ülkemizin ihtiyaç duyduğu sanayi dönüşümüne destek olacak öncelikli sektörlerden birisi olan ilaç endüstrisinde, son dönemde yapılan kamu düzenlemeleri önemli rol oynuyor. İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Hükümetimizin 2016 yılı eylem planında yer alan;‘ stratejik ve yerli ilaçların geri ödeme, fiyatlandırma ve ruhsatlandırma süreçlerini iyileştirme’’ başlığı altında gerçekleştirilen çalışmaları takdirle takip ediyoruz. Öncelikle; yerli üretimin desteklenmesine yönelik kamu politikalarının hayata geçirilmeye başlanması; hem yurt içindeki üretim kapasitemize hem de sektörümüzdeki istihdama önemli katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte, Ar-Ge ve stratejik öncelikli alanlarda Hükümet’imizin verdiği teşvikler sayesinde yeni yatırımlar artmakta, endüstrimiz daha da güçlenmektedir. Son olarak, geçtiğimiz yıllardan bu yana sektörümüzü dar boğaza sürükleyen uygulamaların son dönemde aşamalı olarak iyileştirilmesine yönelik adımlar, hiç şüphe yok ki ülkemizin daha güçlü bir ilaç üreticisi ve ihracatçı olmasının önünü açacaktır. Barut açıklamasına şöyle devam etti; "Türkiye ilaç endüstrisi, Devletimizin de desteğiyle, dünyanın önde gelen ilaç üreticilerinden ve ihracatçılarından birisi olmak yolunda yoğun çaba göstermektedir. Bugün aralarında, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği üyelerinin de yer aldığı 160 ülkeye ürün satan Türkiye ilaç endüstrisinin ihracatı son 5 senede önemli bir artış göstermiştir. 2010-2015 döneminde %53,4 artarak Türkiye toplam ihracatından iki kat daha fazla büyüme gösteren ilaç ihracatımız, ülkemizin cari açığının azalmasına önemli katkı sağlamıştır. Endüstri, bu performansı ve sahip olduğu güçle, ülkemizin 2023 hedeflerine destek verecek öncelikli sektörlerden birisi olduğunu ortaya koymaktadır. İlaç sanayimizin gelişimine ve dönüşümüne ışık tutacak, ihtiyaç duyulan yapısal reformu gerçekleştirecek politikaları hayata geçiren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetimize gösterdikleri dirayetli yaklaşım ve sanayimize verdikleri stratejik destek için teşekkürlerimizi sunuyoruz."   

Türkiye ilaç endüstrisinin ihracat atılımı devam ediyor

Türkiye İlaç Endüstrisinin İhracat Atılımı Devam Ediyor Aralarında, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği üyelerinin de yer aldığı 160 ülkeye ihracat gerçekleştiren Türkiye ilaç endüstrisinin 2015 yılı, dış ticaret verileri açıklandı. 2015’te Türkiye toplam ihracatı %8,7 azalırken ilaç ihracatı, %9,8 artarak 939 milyon ABD dolarına ulaştı. İlaç ithalatı ise %2,6 küçülerek 4,6 milyar ABD doları oldu. Böylelikle, ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2010-2015 dönemindeki en yüksek oranına erişerek, %20,3 seviyesinde gerçekleşti ve ilaç endüstrisi, cari açığın azalmasına olumlu katkı sağladı. Sahip olduğu köklü geçmişi, uzun yıllara dayanan üretim kültürü, yüksek katma değer ve ileri teknolojiye dayanan yapısı, deneyimli insan gücü ile Türkiye’nin önde gelen sektörleri arasında yer alan ilaç endüstrisi, ihracatta yakaladığı ivmeyle dikkatleri üzerine çekti. Türkiye ilaç endüstrisi, son 5 yılda ihracatını %53,4 oranında artırdı, ilaç ithalatı ise %3,5 seviyesinde geriledi. Aynı dönemde, Türkiye toplam ihracatı %26 oranında büyüdü. İhracatı, toplam ihracattan yaklaşık iki kat daha fazla büyüme gösteren ilaç endüstrisinin bu performansında kamunun ve endüstrinin ortak çabası rol oynadı. İlaçta dış ticaret açığı, %11,8 oranında azaldı. İlaç endüstrisinin Türkiye ihracatına katkısı, %0,54’ten %0,65’e yükseldi. 2010 yılında, ihracatı ve Ar-Ge’yi stratejik alanlar olarak belirleyen İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS), endüstrinin Ar-Ge yetkinliğini artırarak özellikle biyoteknoloji alanında daha yüksek katma değerli ürünler üretmesine, küresel bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelmesine odaklandı. Bu kapsamda İEİS üyesi olan ve olmayan ihracatçı firmaların katılımıyla, 2012 yılında, Türkiye İlaç İhracatçıları Platformu’nu kurdu. 31 üyesi olan Platform, endüstrinin hedef dış pazarlarda tanıtımı ve ihracat olanaklarının artırılmasına yönelik adımlar atıyor. Koordinasyonunu yürüttükleri Platform adına açıklama yapan İEİS Genel Sekreteri Turgut Tokgöz, ilaç firmalarının ihracat atılımlarına gayretle devam ettiğini, belirtti. Tokgöz, açıklamasında, “İlaç endüstrisine sağlanacak stratejik destekle, endüstri, küresel bir güç olacak ve ülkemizin ihracatına katkısını artıracaktır.” dedi. 

İEİS: Doktor kontrolü dışında antibiyotik kullanımına karşıyız

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) bilinçsiz antibiyotik kullanımının toplum ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut , “Bilinçsiz antibiyotik kullanımı konusunda tüm dünya alarmda. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı’nın yanlış ve reçetesiz antibiyotik kullanımı konusunda son dönemde attığı adımları destekliyoruz. İEİS olarak doktor kontrolü dışında antibiyotik kullanımına karşıyız” açıklamasında bulundu. Son yıllarda dünyanın önemli gündem maddelerinden biri olan bilinçsiz antibiyotik kullanımı, toplum ve insan sağlığını tehdit ediyor. Doktor kontrolü dışında kullanılan antibiyotik grubu ilaçlar, bakterilerin direnç kazanmasına yol açarken, hastalıklarla mücadeleyi de çaresiz bırakıyor. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeleri alarma geçiren biliçsiz antibiyotik kullanımına yönelik ülkemizde de Sağlık Bakanlığı’nın sıkı takibi devam ediyor. Sağlık Bakanlığı’nın attığı adımları yerinde ve doğru bulduklarına dikkat çeken İEİS Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Barut, antibiyotiklerin doktor kontrolü dışında kullanımına karşı olduklarını açıkladı.  Bilinçsiz ilaç kullanımı insan sağlığını tehdit ediyor Barut, Türkiye’de antibiyotik grubu ilaçların pazar payının son beş yılda yüzde 11,5’dan yüzde 8,5 oranına gerilediğini belirtti ve şunları söyledi: “Bu oran hala yüksek bir seviye. Doktor kontrolü dışında ve bilinçsiz kullanılan antibiyotikler nedeniyle ‘antibiyotik direnci’ dünya gündeminin en önemli konularından biri haline geldi. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) başta olmak üzere bir çok uluslararası kuruluş ve ülke otoritesi antibiyotiklerin bilinçli kullanımını sağlamak üzere çalışmalar yapıyor. Türkiye’de de bu konuda adımlar atılıyor. Özellikle Sağlık Bakanlığı’nın aldığı tedbirlerle önemli aşamalar kaydedilmiş durumda. Barut, doktorların önerdiği ilaçların kullanılmasını ve kişilerin kendilerini iyi hissetmeleri halinde bile kendilerine verilen tedaviyi sonuna kadar devam etmeleri gerektiğini vurguladı.